Dune: Çöl Gezegeni ⭐️⭐️⭐️
- SEVGİ İPEK
- 21 Kas 2021
- 2 dakikada okunur
Tür: Bilim Kurgu / Fantastik
Mekan Tasarımları: İyi
Müzikler: Çok İyi
Oyuncu Seçimi: Orta
Kurgu: Orta
Frank Herbert’ın https://tr.wikipedia.org/wiki/Dune_(roman) 1965 yılında yazmaya başladığı roman serisinin ilk filmi olan Dune'ı beğendim veya beğenmedim diyemiyorum. Çok aradayım. Sahneler çok karanlıktı. Sinemada izlediğim halde çoğu sahne seçilmiyordu. Bazı sahneler ve anlatımlar aşırı yavaş bazıları ise fazla hızlıydı. Genelde kitapları okuyanlar filmi beğenmiş ama ben çok beğendiğimi söyleyemem. Öncelikle;
1- Film 10.000’li senelerde geçiyor. Tam o tarihlerde geçmesine rağmen hala dükler var, teba var, imparatorluklar var. O kadar gelecekte bu tür yönetim şekillerinin olması bana çok garip geldi.
2- Teknoloji aşırı gelişmiş ama toprakları resmen altın değerinde olan çölde yaşayan dev solucanlardan korkuluyor. Neden korkuluyor? Zaten dev gibiler. Silahla hepsini öldür, soy kırım yap gitsin. Şu günümüzde bile böyle bir canlı olsaydı çoktan soyu tüketilmişti. O kısım çok mantıksız geldi.
3- Dük Leto zehirli dişi kırıp düşmana zehir üfleyince odadaki herkes ölüyor fakat asıl yüzüne üflenen düşman neden ölmüyor? Madem ölmeyecekti o gereksiz sahne neden çekildi? Kafamda deli sorular :) Belki bunlar kitapta ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır ama dediğim gibi sinemada çok eksik ve soru işareti vardı.
4- Filmde beni en çok rahatsız eden yine kadın profilleriydi. Kadın yine erkeğin gerisinde, edilgen. Hele hele çöl gezegenindeki o kadınlar direk orta doğu kadınları. Adam resmen orta doğuyu çöl gezegeni, petrolü de gezegendeki değerli madde gibi yazmış. Bu yüzden film boyunca savaşlar, kadınlar, madenler her şey size çok tanıdık geliyor.
Bunlar haricinde başroldeki oyuncu Timothée Chalamet’in oyunculuğunu çok beğenmedim. Bilmiyorum belki oyunculuğu iyi denebilirdi ama başrol için çok çiğ kalmış bir dış görünüşe sahip bence.
Filmdeki dijital efektler çok başarılıydı. Hele hele gerilim müzikleri ile bu efektleri çok güzel harmanlamışlardı. Yusufçuk böceğine benzeyen araçlar çok hoşuma gitti. Genel olarak yusufçuk böcekleri su olan bölgelerde bulunur ama çölde yusufçuk görünümlü araçlar kullanılması tezatlığını sevdim :)
Filmin aslında en can alıcı konusu SU idi. Suyu damıtan elbiseler, tükürerek ( su çok değerli olduğu için vücutlarındaki suyu takdim ediyorlar) selamlaşmaları, su tüketimini azaltmak için yapılan bir çok şey aslında bugün önlem almaz isek yakın gelecekte bizi de bekleyen durumlardı.
Genel olarak filmi izlemenizi tavsiye ederim. Sonuçta bilim kurgunun en kült eserlerinden biri :) İyi seyirler :)

Comments